Bugün sizlere, 7’den 70’e herkesin yapabileceği bir spor dalından söz etmek istiyorum. Aslında bir yaşam tarzı olan yelken sporu, doğayla içiçe yaşamanın bir boyutu. Yüzyıllardır insanoğlu, denizi keşfetme duygusu içinde olmuş, üzerinde yaşabilmek için çeşitli araçlar yapmıştır. Aslında makine keşfedilmeden önce, deniz üzerinde yürütülen araçların (gemi) hepsi kürek ve yelken ile idare ediliyordu. Makine keşfedilince, ticari gemiler başta olmak üzere, birçok gemi aracı yelken ve kürekle idareyi bıraktı.
Günümüzde deniz üzerindeki araçlar genelleme yaparsak, üç tür olarak karşımıza çıkar:
1. DEPLASMAN TEKNELERİ : Konumuz olan yelkenli yatlar deplasman tekneleridir. Bir deplasman teknesi, suda giderken 2 adet dalga çıkarır, BAŞ ve KIÇ dalgası. Ve bu iki dalganın denizdeki boyu ve sürati ne kadar ise, teknede aynı süratle hareket eder. Daha hızlı gidemez. Bu nedenle yelkenli teknelerin üzerinde çok küçük beygirli makineler vardır.
2. SEMİ DEPLASMAN TEKNELERİ : Baş dalgası yarı gövdeye kadar geçebilir. (motor yatlar)
3. PLAINING HULL: Baş dalgasını tamamen geçerler (sürat motorları)
Bugün sizlere yelkenli tekneler ile ilgili bilgi vereceğim.
Yelkenli tekneleri incelediğimizde, 3 tip tekne karşımıza çıkar.
1. GRUP : YARIŞ TEKNELERİ : Ana amacı hız, performans ve yarışmak
2. GRUP : MAVİ YOLCULUK (BLUE WATER CRUISER) : Kıyılardan 40-50mil açığa çıkmamak kaydı ile bir yerlere gideceğiniz tekneler,
3. GRUP : NO LIMITATION: Her yere gideceğiniz tekneler.
Şimdi başa dönelim ve yelkeni neden 7’den 70’e herkesin yapılabileceğinin biraz bilgisini verelim.
Yelken sporu başlama yaşı 7’dir, yani yüzme bilen, okuma yazmayı sökmüş bir çocuğu hemen yelkene başlatabilirsiniz. Çocuklar, Optimist dediğimiz tekne(tasarım yılı 1974, 2,3mt, 35kg, tasarımcı Clark Mils) ile yelken sporuna başlarlar. Türkiye’deki yelken kulüplerinde, okulların kapanması ile birlikte çocuklar için yelken kursları başlar ve yaz boyunca devam eder. Genellikle 3’er haftalık devreler halinde yapılan bu kurslarda seçilen çocuklar, yaz-kış denize çıkarak antrenörler tarafından yetiştirilirler. Bir optimist yarışçısı 3-4 sene de, en verimli çağına gelir, optimiste binme yaşının 15 ile sınırlı olduğunu söylersek, 3-4 yıl en verimli çağlarını yaşarlar. 15 yaş sonrası, tek kişilik veya çift kişilik sınıflarda yarışlara katılarak, kulüplerinin bayraklarını temsil ederler ve yurt dışında Türkiye için en iyi dereceyi almak için yarışırlar. İtalya’nın Garda gölünde yapılan ve 1073 sporcu ile Guiness rekorlar kitabına giren bir seri yarışta Türkiye Kocaeli bölgesinden Ömer Işık 1. Olmuştur.
Ülkemizde, yetişkinlerin yarıştığı yat yarışları 10 yıl öncesine kadar 30 tekne ile yapılırken, bugün sponsorluk yasasının da yürürlüğe girmesi ile, boğaz yarışlarımızda katılım 100 tekneye yaklaşmıştır. Ancak, hala 70 milyonluk bir ülke için çok cüzi bir rakamdır.
Üç tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemin denizi keşfetmeye başlaması çok yenidir. Denizciliğimizi geliştirmek, dünya devleri arasında yerimizi almak, ondan en iyi şekilde faydalanmak, korumak istiyorsak, öncelikle çocuklarımızı denize alıştırmalıyız, kendine güvenen, zamanını iyi kullanan, karar verme yetilerinin üst düzeyde olduğu gençler yetiştirmek istiyorsak, mutlaka yelken sporuna başlatmalıyız.
Çocuklarınız yüzme, basketbol, voleybol, tenis vb. Sporlar yapabilirler, ancak, hayatlarının sonuna kadar yarışını dahi yapabileceği, denizin üzerinde olabileceği spor dalı yelkendir.
Gelelim yetişkinlerin bu sporu nasıl yapabileceğine.
Bir çoklarımız, motorlu bir tekne ile bir yerden bir yere gitmiştir, belki Bodrum’daki ahşap guletlerle mavi yolculuk yapmış olanınız da vardır. Ancak, yelkenli tekneleri uzaktan seyredip, bu işi yapabilir miyim acaba? Sorusunu kendinize sorduysanız, Yelkenle Tanışma programımızda bunun cevabını alacaksınız. Motor gürültüsünden uzak, yalnızca dalgaların sesini dinleyerek yaptığınız seyir, sizi bir anlamda, İstanbul’daki yoğun iş temponuzdan biraz da olsa uzaklaştıracak ve onu uzaktan seyretmenin de güzelliğini yaşayacaksınız. Bunu gerçekten denemelisiniz.
Birçok uzun seyahat yapan, denizlerde dolaşan denizcilerimiz, dönüp dolaşıp ülkemizin koylarının başka bir yerde olmayan zenginliklerinden bahseder. Gerçekten de öyledir.
Bir zamanların yazlık tutkusu, yerini tatil köylerine, otellere bıraktı, şimdilerde ise, güneyde bir ev, hatta bir tekne ideal olanı. İnsanlar doğaya dönmek istiyor. Bir tekneye sahip olmayabilirsiniz, ancak nasıl kullanıldığını öğrendiğinizde, haftalık olarak kiralayıp, tatillerinizi teknede geçirmeyi denemelisiniz. Teknenin boyuna göre, 2 veya 3 aile otel ve tatil köylerinden daha hesaplı bir tatil geçirebilir. Üstelik bir yere bağımlı kalmadan.
Aslında marinalarımızda binlerce tekne var. Ama, satın aldıktan sonra ya yanlış karardan ya da vakitsizlikten bu tekneler seyir yapmıyorlar. Vaktiniz kısıtlı ise, belki kiralamak daha uygun olacaktır. Teknelerde 1 metre çok önemli bir farktır, hem yaşam alanı, hem de fiyat farkı olarak. Tavsiyemiz, böyle bir isteğiniz var ise, ve bu konuda hiçbir fikriniz yoksa, eğitiminizi aldıktan sonra tekne almaya karar veriniz.
Denizde olmak bir yaşam tarzıdır, bu yüzden eşinizin, arkadaşınız da bu işten zevk alması gerekir.
Unutmayınız, marinalar bir otopark değildir, yaşam alanıdır, işten çıktığınızda teknenize gelip, biraz uğraşmak, iskeledeki dostlarınızla sohbet etmek, kültür alışverişi yapmak, tekneniz uygunsa geceyi geçirmek bir sonraki güne başlarken yeni bir motivasyon kaynağıdır. Çekirdek bir aile için, eğer kıyı seyri ile güneye inmekte planlarınızda var ise, en küçük tekne boyu 9 metredir. Çünkü bu boy bir teknede, mutfak, kapalı tuvalet ve kamara mevcuttur. Küçük gibi görünse de, daha büyük metrelerin yelken m2 leri ve halatları büyüdüğü için, ilk başta kolaylıkla abrayabilirsiniz. Gezi yelkencileri için, ülkemizde ralliler düzenlenmektedir. Bu organizasyonlar, kalabalık teknelerle motor – yelken yapılan seyahatlerdir. Eğer yeni başladıysanız, ralliye katılabilir, sizden daha tecrübeli olan teknelerin rehberliğinde rahatlıkla bir yerden bir yere gidebilirsiniz. Vardığınız limanda ise, keyifli yemekler, sohbetler sizleri bekliyor olacaktır.
Yelpazenin neresinde olursanız olun, denizin üzerinde mutlaka bir yeriniz vardır.
Adrenalin ve spor mu istiyorsunuz?
Bu kadar yavaş giden bir tekne üzerinde adrenalin nasıl olur demeyin. Yat yarışları bugün teknoloji ile birleştiğinde en az formula kadar popüler ve bir o kadarda heyecanlı yarışlardır. Dünyanın en prestijli yarışlarından biri olan Volvo Ocean Race yarışı, dünyanın etrafını denizden toplamda 9 etapta tamamlayan 6 yarış makinesinin, doğayla mücadelesini seyrettiğimiz olağanüstü bir yarıştır. Start düdüğü ile başlayan adrenalin, finishe kadar devam eder. Önemli olan, iyi rüzgarı ve coğrafyayı kullanarak en kısa sürede finishe ulaşmaktır ve yelken yarışçılığının yaşı yoktur. Bir gezi teknesi ile kendi sınıfınızda yarışlara katılabilir, dereceye girebilirsiniz. Akşam katılacağınız kupa töreni ise, eğlencesi, yarış sohbetleri ve en az avcılık kadar ünlü hikayeleri ile olayın başka bir boyutudur.
Dünyayı dolaşmak, yeni yerler keşfetmek mi istiyorsunuz?
Bu seyahate uygun bir tekne alarak, üzerindeki donanımı dünya seyahatine adapte edip, planlama yapıp bu hayalinizi gerçekleştirebilirsiniz. Bu konu ile ilgilenenler için, teknesi ile ilk dünya seyahatini yapan Sadun Boro’nun kitapları size yol gösterecektir. Şu anda bir çok Türk dünya seyahatin de, ve maceralarını yelken dergilerinden okuyoruz.
Bir yelkenli tekne nasıl kullanılır, ben kadınım, güç ister mi?
Aslında, her canlı gibi insanoğlu da bilmediği bir şeyden korkar. Halbuki işin teorisini, tekneye hakim olmayı, başınıza gelebilecek herhangi bir kötü olayı hesap edip önlem almayı, hava şartlarına göre seyir yapabilmeyi öğrenirseniz korku vazgeçilmez bir tutkuya dönüşüyor. En önemlisi de denizi bir yaşam tarzı olarak benimsemek.
Yelken yaparken, güneş ve tuzlu su nedeniyle cildinize ve saçlarınıza daha fazla bakım yapmanız gerekebilir, ama bütün kaslarınız çalışır, vücudunuz form tutar, genç kalırsınız, daha önemlisi iyot zihninizi daha açık ve berrak hale getirir.
Bugün, yalnızca kadınların olduğu ve kazandığı ekiplerin hızla arttığını düşünürsek, kadının da bu sporu yapabildiği gerçeğini kabul etmemiz gerekir.
Sonuç olarak, doğayla savaşmak yerine, onunla birlikte yaşamanın daha kolay olduğunu öğrenirsiniz. Günlük problemlerinizi çözerken, daha sabırlı ve hoşgörülü davranabilirsiniz. Çocuklarınızı, sorumluluk alan, çalışma saatlerini planlayan, doğayı seven, pratik çözümlere sahip olan, mutlu ve başarılı bir nesil olarak yetiştirmiş olacaksınız.
Seçim sizin…
Rüzgar & sevgiyle kalın,
Gül Çelikel
Atlantis Yatçılık
www.atlantisyacht.com